İsim ve Soyadı Değiştirme Davası

İsim ve soyadı değişikliği, aşağıda bahsedilecek bazı şartların varlığında, mahkeme kararı ile nüfus kaydında değişikliğe yol açacak bir hukuki durumdur.

İsim ve soyadı değişikliği ile nüfus veya tapu kaydında ismin düzeltilmesi (tashihi) davalarını birbirine karıştırmamak gerekir. İsim tashihi davası, resmi kayıtlarda maddi hata sonucu yanlış yazımın düzeltilmesi sonucunu doğurur. İsim değişikliği davası ise, kayıtlardaki bir yanlışlıktan kaynaklanmaz; düzeltmenin ötesinde, haklı nedenlerin varlığı halinde yeni bir isim alınması veya ismin yanına bir başka ismin eklenmesi sonucunu doğurmaktadır.

İsim Değişikliği Davası

İsim değişikliği davası, haklı sebeplerin varlığı halinde açılabilecek bir davadır.  Bu haklı sebeplerin ne olduğu kanunda sayılmamıştır. Ancak Yargıtay kararları ve uygulama doğrultusunda belli nedenler, isim değişikliği için haklı neden olma özelliği kazanmıştır.

İsim değişikliği için en yaygın nedenlerden birisi, kişinin çocukluğundan beri aile ve sosyal yaşamında kullandığı ismi ile nüfus kayıtlarındaki isminin birbirinden farklı olmasıdır. Bu durum kişinin sosyal yaşamında zorluklara neden olur. Bundan başka, ismin toplumdaki anlamı ve çağrışımlarının aşağılayıcı, küçük düşürücü veya gülünç olması; telaffuzunun zor olması, kişinin iş yaşamında zorluklar doğurması gibi daha birçok neden sayılabilir.

Yargıtay’ın genel görüşü, hukuki bir sakınca olmayan ve haklı nedenin tanık beyanları ile ortaya konulduğu durumlarda, isim değişikliği talebinin kabulü gerektiği yönündedir.

Soyadı Değişikliği Davası

Soyadı değişikliği talebinin hukuki dayanağı da yine kişinin ismi üzerindeki hakkına ilişkin TMK 27. Madde düzenlemesidir. İsim değişikliği için aranan telaffuzu zor, gülünç, ahlaka aykırı olması, soysal yaşam ve iş yaşamında zorluklar yaratması gibi haklı nedenler, soyadı değişikliği talebine dayanak oluşturabilir. Yine din değişikliği sonrası, bulunduğu yörede veya ülkede kötü şöhretle tanınmış bir aile üyesi olduğu veya kişinin yabancı olduğu izlenimi doğuran soyadın değiştirilmesi talebini de Yargıtay haklı bulmaktadır.

Yargıtay uygulamalarında, kişinin babasıyla sosyal ve duygusal bir bağının bulunmaması, babasından maddi ve manevi hiçbir destek görmemesi gibi nedenlerle baba soyadını kullanmak istememesi de soyadı değişikliği talebi için haklı bir neden olarak kabul edilmektedir.

Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesi’nin 2010/119 E, 2011/165 K ve 08.12.2011 tarihli kararı ile Nüfus Kanunu’nda meydana gelen değişiklik ile velayeti anneye verilen çocuğun annenin soyadını alabilmesinin yolu açılmıştır. Bu durum, velayet sahibi anneye, yine haklı nedenlerin varlığında reşit olmayan çocuğun soyadını seçme hakkı tanıyan bir hukuki durum yaratmıştır.

İsim ve Soyadı Değişikliği Davasının Sonuçları

İsim veya soyadı değişikliği kararı nüfus siciline kayıt edilir. Ayrıca mahalli bir gazetede bu durum ilan edilir. İsim veya soyadı değişmekle kişisel hukuki durum ve/veya soy bağı değişmez. Bu değişiklikten dolayı yeni bir hak kazanılamayacağı gibi var olan bir hak da kaybedilmez.

TMK 27. Madde devamı düzenlemesine göre, isim değişikliğinden zarar gören kişi, durumu öğrendiğinden itibaren bir yıl içerisinde değiştirme kararının kaldırılmasını isteyebilir.

Evli Erkeğin Soyadını Değiştirmesi Halinde Eş ve Çocukların Durumu

Soyadı aile ismidir. Evli erkeğin soyadını değiştirmesi halinde, kendisi ile birlikte eşi ve reşit olmayan çocuklarının da soyadları değişecektir. Reşit olan çocukların soyadları ise kendiliğinden değişmez. Soy isim kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için reşit bir kimse soyadının değişmesini istiyorsa kendi adına bir dava açmalıdır. Baba ve reşit çocuğu soyadlarının aynı şekilde değişmesini istiyorlarsa birlikte dava açabilecekleri gibi çocuk daha sonra da aynı taleple dava açabilir.

İsim Değiştirme Davası Ne Kadar Sürer?

İsim veya soyadı değiştirme davalarında yapılacak araştırma, ileri sürülen haklı nedenlerin ve isim değişikliğinin hukuki bir sakıncasının olup olmadığının incelenmesidir. Genel olarak bu davalarda dayanılan deliller, tanık beyanları ve varsa yazılı belgelerdir. Bu davalar, görüldüğü mahkemenin yoğunluğu ve işleyişine bağlı olarak değişmekle birlikte, genelde üç – altı ay gibi bir sürede sonuçlanabilmektedir.

Bursa Avukat Kübra GÜLAY COŞKUN

Menü